CHAMPİGNY TÜRK KÜLTÜR SPOR DERNEĞİ BAŞKANI KEMAL ÇİFTÇİ

63
29 Nisan 2025 tarihinde Tansu Sarıtaylı tarafından eklendi

Fransa’da kurulmuş Türk Dernekleri arasında yer alan, Champigny Türk Kültür ve Spor Derneği Başkanı Kemal Çiftçi, derneğin kuruluşunu ve ileriye dönük çalışmalarını anlattı.

Fransa’daki Türk dernek başkanlarıyla röportajlarımızı sürdürüyoruz. Bugün de  Champigny Türk Kültür ve Spor Derneği Başkanı Kemal Çiftçi bey ile birlikteyiz. Kendileri bize derneğin çalışmalarıyla ilgili bilgileri aktaracak. Biz de siz değerli okuyucularımıza bunları ulaştırmaya çalışacağız.

Tansu Sarıtaylı- Kemal bey kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?

Kemal Çiftçi- Öncelikle buraya kadar gelip yoruldunuz, size teşekkür etmekle başlayayım. Ben 1977 Erzurum Tortum ilçesi nüfusa kayıtlı Kemal Çiftçi. Babam 1979’da Fransa’ya Champigny’e, yani bulunduğumuz bölgeye gelmiş. Daha sonra da bizi getirdi. Bu dernek de 1998’de kuruldu. Tabi o zamanlar fazla aktivitemiz yoktu, yerimizin olmayışından. 2018’den itibaren bir yerimiz oldu ve işte şimdi 80 aile üyemiz var. Bu sadece üye olan ama Champigny’de 250 Türk aile yaşıyor Biz şu anda 80’ine hitap edebiliyoruz Çünkü derneğimizin faaliyetinin gecikme olduğundan dolayı.Yani 1998-2025 arası ve  27 sene çok bir aktivite olmadığı için.

Tansu Sarıtaylı- Derneğin etkinlik alanlarını anlatır mısınız?

Kemal Çiftçi- Bir derneğin yapması gereken yasal çerçevede her tür faaliyetlerimiz var. Gerek Türk camiasının gerek Fransız toplumuyla ilgili faaliyetleri yapmaya çalışıyoruz. Tabi buranın belediyesiyle ilişkilerimiz iyi durumda. Belediyenin yaptığı bütün etkinliklere biz de katılıyoruz. Bilhassa cumartesi ve pazar günleri bütün çocuklarımızla gençlerin yaptığı etkinliklerine katılıyoruz. Futbol olsun, müzikal etkinlik olsun her türlü etkinlikle gençlere destek olmak için ilgileniyoruz.

Bir de işte dini bilgi edinmeleri yönündeki çalışmalarımız var. Yani kız çocukları ve erkek çocukları için bu tür faaliyetlerimiz oluyor. Şimdi daha geniş bir yere geçip faaliyetlerimizi artırma hedefimiz var.  Mesela 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı veya buna benzer milli ve dini kutlamaları kendi salonumuzda yapmayı düşünüyoruz. Bunun için de dernek olarak büyük gayret gösteriyoruz. En son burada belediye başkanının da katıldığı bir iftar yemeği verdik. Bununla kalmadık, bazı vatandaşlarımızın talepleri üzerine 5-6 kez iftar yemeği verdik. Bu etkinlikleri bütün Champigny’deki Türk toplumu için olduğu gibi çevredeki yerleşim yerlerinde bulunan Türkler için de gerçekleştirdik.

Tansu Sarıtaylı- Derneğin kaç üyesi var?

Kemal Çiftçi- Derneğin şu anda 80 aile üyesi var. Ama bu bulunduğumuz yerde aşağı yukarı 250 Türk ailesi yaşıyor. Tabi önceki dönemlerde aktiviteler yeterince yapılabilseydi bu sayı en az ikiye katlanırdı. Sanki kapalı devre bir çalışma uygulanmış gibi, ama çok şükür şu anda güzel bir şekilde devam ediyor ve her ay katılımlar artıyor.

Tansu Sarıtaylı- Siz kaç yıldır başkan olarak görevdesiniz?

Kemal Çiftçi- Yönetimdeki arkadaşlarla beraber görevi 2000’de teslim aldık. Ban 8 senedir derneğin başkanıyım. Ondan önce 4 sene başkan yardımcılığı yaptım. Başkan ve yönetici olmadan da derneğin tüm aktivitelerinde beraberdim. Ailem, bu tür faaliyetlerde geride dur yönetime girme dediği için o zamana kadar girmedim. Ondan sonra da 2017 yılında baktık ki dernek, aktivite olmadığı için kapanacak hale geldi, halkın desteği tamamen kayboldu, mecburiyetten başkanlık görevini aldım.

Normalde benim bir işadamı kimliğim var. Ondan dolayı bu görevi almak için çok düşündüm. Dernek kapanacak ve buradaki Türk toplumu rüzgar nereden eserse o tarafa savrulacaktı. Şimdi de diyorum ki iyi ki girmişim. Halkla konuşmamız, sohbetimiz çok farklı bir noktaya geldi. Ayrıca Champigny’de yaşayan Türk aileleri tanımış oldum, yani tanımadığımız ailelerle aile dostu olduk. Yani dışarıdan farklı bir gözle baktığımız insanlarla şimdi dostuz, güzel bir şey.

Tansu Sarıtaylı- Projeleri üretirken neleri örnek alıyorsunuz?

Kemal Çiftçi- Derneğin gelişmesiyle için projeler ve etkinliklerin yanı sıra vatandaşların taleplerine göre hareket ediyoruz. Ayrıca biz Fransa Türk İslam Birliği (DİTİB) üyesi bir dernek olduğumuzdan 8 yıldır DİTİB’in bütün aktivitelerine katılıyoruz. Strazburg’da olsun, Lyon’da olsun veya Fransa’nın başka bir yerinde olsun mutlaka faaliyetlere katılmaya çalışıyoruz. Bir de kendi şirketim var biliyorsunuz, orada da yönetici konumunda bulunduğum için bu durum insani ilişkilere ve yönetim tarzına ayrı bir şey katıyor. Canla başla çalışıyoruz yoksa dernek yöneticiliği kolay yürüyecek bir iş değil. Cumartesi pazarım devamlı dernekte. Tabi işim ve hayatım için de zor oluyor. Fakat bunları birilerinin yapması gerekiyor.

Tansu Sarıtaylı- Şimdiye kadar hangi projeleri gerçekleştirdiniz?

Kemal Çiftçi- 2017’den itibaren, 2018’de şu anda bulunduğumuz yeri alarak bir faaliyet içine girdik. Bölge olarak Paris’in hemen hemen merkezinde sayılırız, böyle olduğumuz için buralarda yerler pahalı. Yani şu anda bulunduğumuz yer küçük olmasına rağmen iyi bir konumda, fakat yeterli değil. Ramazan’da halkımız sıkıntı yaşıyor, yer bize yetmiyor, icabında bahçede namazımızı kıldık. Onun için yeni bir proje geliştirelim dedik. Emlak ajansıyla anlaşma yaptık, güzel bir yerin imzalarını atıyoruz.

Bugün siz de iyi denk geldiniz, tam projemizi tanıtma gününe rastladınız. Şu anda şunu da diyebilirim mesela Türkiye’de deprem oldu. Champigny Belediye Başkanı beni direkt aradı. Belediye başkanı beraber bir şeyler yapalım dedi, yaptık ve yaklaşık 27 bin Euro para toplandı, giyim eşyaları, battaniyeler ve benzeri ihtiyaç malzemeleri şeklinde de yardım geldi. Bu yardım malzemelerini iki TIR’a yükledik ve Türkiye’ye gönderdik.

Derneğimize 80 aile üye ama yönetim olarak çok aktifiz. 8 senedir her ayın ilk pazarı yönetim eksiksiz toplanır. Katılmayan olursa ceza alır, böyle bir kural koyduk, bunun da verimini görüyoruz. Çünkü herkes ipin bir ucundan tutuyor, işler kolaylaşıyor. ‘Birlikten kuvvet doğar’ sözü boşuna söylenmemiş.

Tansu Sarıtaylı- Peki dernek faaliyetleri sırasında belediyeyle ilişkileriniz nasıl ilerliyor?

Kemal Çiftçi- Champigny Belediyesi de bizim buradaki faaliyetlerimizi destekliyor. Belediye Başkanıyla birebir irtibattayız. Toplum olarak buradaki sorunlarımızı zaten öyle çözdük. Mesela ilk 2017 yılında bir yemek verdik yemekte bir önceki belediye başkanı şaşırdı ve “Champigny’de böyle bir Türk toplumu var mıydı” dedi. Tabi bu hem iyi hem kötü. Bulunduğumuz bölgede bir temsil gücümüz var ama öncesinde 20-25 yıl heba olmuş. Çünkü geçen o yıllar heba edilmemiş olsaydı şu an daha farklı konumlarda olabilirdik. Ama ileride çocuklarımız farklı bir konumda olacaklarına inanıyoruz.

Yıllar ilerliyor, biz de gelip geçeceğiz. Bu yaştan sonra mesela şeyi söyleyebilirim, namaz diyebilirim.  Ben namazımı her yere gidip kılabilirim. Ama çocuklarımızın bir başka topluma kendilerini kaptırmamaları için bir başka ortamlara girmemesi için bu derneklerin kesinlikle olması gerektiğine inanıyorum.

Tansu Sarıtaylı- Peki dernek başkanı olunca düşüncelerinizde, olaya bakışınızda bir değişiklik oldu mu?

Kemal Çiftçi- Dernek başkanı olana kadar bu tür konularda bilinçli değildim. Açıkçası bazı şeylerin çok aşırı yapıldığına inanıyordum. Ama şimdi içine girdikten sonra gördüm ki gerçekten çocuklarımız için bunlar şart. Türk derneği, çocuğun Türkçe öğrenmesinden dinini öğrenmesinden tutun da aile bireyleriyle olan ilişkileri, arkadaşlıkları… hepsini çok önemsiyorum. 
Mesela kendi çocuğumu kendim yetiştirebilirim, ama yarın evlendiğinde benim çocuğum başka bir eve gittiğinde, orada eğer bir sıkıntı varsa o sıkıntı bana da yansır. Yani bu da zaten İslamiyetin istediği şey. Her şeyi toplum olarak düşüneceğiz, kişisel olarak ‘ben kendimi kurtardım, geride kalan ne yaparsa yapsın’ diye düşünmeyeceğiz.

Tansu Sarıtaylı- Bu konuya girmişken Kemal bey, Fransa’daki Türk gençlerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Kemal Çiftçi- Fransa genelini ayrı ele almak gerekir fakat buradaki Türk toplumunu, gençleri Champigny olarak düşünelim. Bu konu hep iş meselesi değil. Yeni nesil olarak, eğitimden siyasete önemi var. Fransa siyasetine eğilimleri var. Mesela bize yakın bir yerin belediye başkanı Türk. Üniversitelerde Türk öğrenciler var. Bunların artması gelecek için iyi bir hedefi gösteriyor. Gerçi diğer ülkelerin vatandaşlarına oranla biraz gerideyiz. Babalarımız inşaatlarda, restoranlarda ve tekstil işinde hayatlarını geçirmiş. Bizim çocuklarımızın bazıları da okumadan o mesleklere atılmanın hesabındalar. Ama iş ayrı okumak ayrı öneme sahip. Okuyacaksın, eğitimini tamamladıktan sonra istediğin mesleği seçeceksin.

Tabu bu arada geçen yıllar içinde önceki dönemlerde dernek faaliyetlerinin olmaması sebebiyle çocuklara pek bir şey verilememiş. Dikkatimi çeken bir şey var, bazı gençlerimiz genelde Arap toplumuyla beraber. Bu da bazı noktalarda bizim için sıkıntı oluşturuyor. Ama şu anda ne durumdayız diye sorarsanız Fransa’daki Türk gençlerinin geneline bakarak bir şey diyeyim. Genç toplum olarak Türkiye’den daha ilerideyiz. Yani bu eğitimde olabilir hatta akraba ilişkilerinde olabilir. Buradaki çocuklarımız akşam ailesinden izin almadan dışarıya çıkmıyor. Etrafımıza bakıyoruz, akrabalarımızın çocukları hep çeşitli noktalardalar. Ha kötü durumda olanlar yok mu? Öyleleri de var. Ama bu her toplumda karşılaşılan bir şey.

Tabi toplumu daha iyi bir noktaya getirme konusunda bazı eksiklikler olduğunu görüyorum. DİTİB’in yaptığı faaliyetler kadar bizim müşavirlik gibi eğitim müşavirliği de çaba göstermeli diye düşünüyorum. Mesela hemen her bölgede bir öğretmen olması gerekiyor, ama şu anda yok. Bir öğretmen vermişler 94 bölgesinde ama Valenton, Champigny, Choisy- le-Roi aşağı yukarı 6 tane derneğe bir Türk öğretmen. Yetişebilmek için trenle dolanıyor. Bu şekilde olmaz yani, o öğretmenden ne kadar verim bekleyebilirsiniz.  Evi Valenton’da olduğu için oradaki çocuklarla biriz daha fazla ilgilenebiliyor. Ama mesela bize iki saat gelip gitmeyle eğitim olmaz. O yönde eğitim müşavirliğimizin daha aktif olması devletimizin de bunu düşünmesi gerekiyor. Sadece biz değil, aşağı yukarı bütün derneklerin bu anlamda ihtiyacı ve eksikliği var. Çünkü dernekler eğitim konusunda yeterli değil. Sadece imam da yeterli değil, imal İslami bilgi verebilir, ama eğitim eğitmenin görevi. Her ikisinin görevleri ve katkıları ayrı. Bu konuda devletimizden ilgi bekliyoruz.

Tansu Sarıtaylı- Müşavirlikle ilişkileriniz nasıl peki?

Kemal Çiftçi- Herhangi bir sıkıntımız olsa DİTİB kanalıyla Din Hizmetleri Müşavirimize ulaşıp sorunu çözüyoruz. Fakat Eğitim Müşavirliğinde aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Eğitimde öyle bir şey yok, yani aktif değil. Bazen düşünüyorum, kendi kendime “Bu ilgisizlik bize karşı mi” diye soruyorum. Ama bunun genelde öyle olduğuna inanıyorum. Galiba bürokratik bir durum var. Böyle bir geri planda kalma durumu var yani. Bu kötü. Çocuklarımızın Türkçe eğitimi yetersiz. Bugün çoğu aileye bakıyorum, iki kelime Türkçe konuştuktan sonra Fransızcaya çeviriyor. Bu demek ki yarın onun çocuğu hiç Türkçe konuşmayacak. Yavaş yavaş kaybolacak. Zaten istenen de bu. Dilini unutan, dinini de kültürünü de hepsini unudur demek istemiyorum ama görünen o.

Tansu Sarıtaylı- Kemal bey, yönetim kurulunuz kaç kişiden oluşuyor?

Kemal Çiftçi- Yönetim kurulumuzda 15, denetim kurulunda 4 kişi var. Toplam 19 kişiyiz. Ayrıca kadın kollarımız ve gençlik kollarımız var. Zaten Champigny derneği kadın kollarının faaliyetleri çok başarılı. Ben derim ki DİTİB’e bağlı derneklerde kadın kolları olarak en faal olanı bizim Champigny Türk Kültür ve Spor Derneğidir. Mesela bir bayan hocamız var. Salı, çarşamba ve cuma günleri toplanıyorlar. Her toplandıklarında da 40-45 kişi oluyorlar. Mesela kermes düzenliyoruz, kadınlar olmasa bunu yapamayız. Kadınların yaptığı o yemekler, kültürümüzü ve geleneklerimizi göstermesi, tanıtması bizi bir arada tutması için çok etkili oluyor. Onu artık belediye de gördü bence, DİTİB yönetimi de görüyor. Kadınlar gerçekten çok aktifler, hepsinden Allah razı olsun.

Tansu Sarıtaylı- Peki Kemal bey başkan buradaki Türk toplumunun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Kemal Çiftçi- Üzülerek belirtmek gerekiyor, gençlerimiz derneklere pek yakın değiller. Bu dikkatimi çekiyor. Bunun başlıca nedeni de 18, 20 yaşına kadar babanın, ailenin isteğiyle derneğin içerisinde oluyor ama 20’sinden sonra komple ayağını dernekten çekiyor. Yani 20 yaşını geçtiği anda bu genci dernekte bulamıyorsunuz. Bu ne demek? Gelecekte bu dernekleri yönetecek kişiler azalacak. Bu çok kötü bir durum.
Bu kötü durumu aşmamız için de eğitim de eğitim diyorum. Eğitim Müşavirliğimizin, Din Hizmetleri Müşavirliği ile beraber daha etkili işbirliği yaparak gençlere yönelik aktiviteler yapmaları lazım. Bu şekilde gençleri derneklere çekebiliriz.

Tansu Sarıtaylı- Ne yapmak lazım peki?

Kemal Çiftçi- Gençler derneğe sadece namaz kılmak için gelmeyecek. Camiye sadece namaza getirmek istersen, o çocuğu sonra bulamazsın. Peki nasıl olacak? Bizim derneklerin içinde gençlere yönelik aktiviteleri artırmamız lazım. Tenis olur, satranç olur, bilardo olur diğer aktiviteler olur, dernekte bunların olması lazım. Yeni projenin içinde bunun için 200 metrekare yer ayırdım. Çocuklar geldiği zaman “Ben hafta sonu camiye gittim sıkıldım” demesin. Bir yandan maçları izlesin bir yandan eğlensin. Şayet çocuklar dernekteki aktivitelere katılırsa zaten kendini cami içinde bulur. Namaz kılmıyor diye çocuğu atalım olmaz. Çocukları kazanmamız için aktivitelere ihtiyacımız var, onlar için de lazım. Yani devletimiz de biraz bu meseleye eğilmeli. Mesela şimdi şeye dikkat ediyorum, DİTİB artık gençlik festivalleri düzenliyor. Fakat yeterli değil. Daha farklı şeyler yapmamız lazım, okullara da yoğunlaşmak gerekiyor. Bazı ülkelerin kendi okulları var, çok güzel. İşte bunları devlet olarak destekleyip daha ileri bir noktaya getirmemiz lazım ki gelecekte çocuklarımız Türk toplumu içinde doğup, Türk toplumu içinde yaşasınlar.

Tansu Sarıtaylı- Peki dernek başkanı olmak zor mu kolay mı?

Kemal Çelik- Çok zor, gerçekten. Şimdi şunu da söyleyeyim, dernek başkanlığı benim karakterime de uygun değil. Çünkü çok ince noktalarım var. Mesela ufak bir şey duyduğum zaman hem incinirim hem onun üzerine giderim. Derler ki “Bir kulağından duyduğunu öbür kulağından çıkartırsın.” Ama ben öyle yapamıyorum. O da hem iş hayatımızı hem dernek hayatımızı zorluyor. Fakat ben şuna inanıyorum, toplum olarak herkese diyebilirim ki dernek başkanının sadece kendisi olarak iş hayatı, siyasi hayatı, her şey olması gerekiyor. Mesela bir kere maddiyat şart. Maddiyatı yoksa hiçbir şey olmuyor. Ondan sonra da siyaset, siyasi ilişkiler. Yani belediye başkanlarıyla olsun, DİTİB Başkanıyla olsun, konsolosla olsun. Bunların hepsiyle ilişki içinde olmak gerekiyor. Bunun için zaman da lazım. Bu işi sevmezsen yapamazsın. Ben bu işi seve seve yapıyorum. Elden ne gelirse yapıyorum. Toplum için, sadece kendi ailemiz için  değil bütün toplumumuz için. Herkese ulaşmamız lazım. Kolay değil, zor.

Tansu Sarıtaylı- Başkan bana zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Ben sorabileceğim soruları sordum. Benim sormayı unuttuğum veya sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Kemal Çiftçi- Sizin aracılığınızla ulaşabileceğimiz bütün ailelerin dikkatini çekmek istiyorum. Ailelerimiz derneklere kesinlikle maddi manevi destek olsunlar. Çünkü geleceğimiz burada. Dernekler olmazsa toplum olarak ileri gidemeyiz. Yoksa, Fransa’da yaşadığımız müddetçe siyasi olarak, belediyesinden bile hiçbir zaman hizmet alamazsınız. Ama bir dernek olduğu zaman seni görmek zorundalar. Bakın bazı Arap gruplardan örnek verdim. Yani çocuklarımızın farklı toplumlara ve zararlı gruplara kapılıp gitmemesi lazım. ‘Aşırı dinci’ demek istemiyorum ama bu tür şeylerden uzak durmak lazım. Bu kelimeleri de toplumumuzdan uzak tutmalıyız. Bu noktada da toplumumuzdaki herkesin elinden ne geliyorsa yapmak için gayret etmesidir. Hangi bölgede yaşıyorsak oraya yakın dernekle temas kurup canla başla destek olalım. Çünkü geleceğimiz derneklerde.

Kategori Tag

Yorumunuzu Ekleyin

E-mail adresiniz yayınlanmayacak.