Fransa’da yarım asırdır yaşayan Türklerle ilgili röportajlara devam ediyoruz. 53 Yıl evvel Adapazarı’ndaki terzi dükkanını kapatmış ve bir arkadaşıyla birlikte İstanbul’dan bindiği otobüsle İtalya’ya gelmiş ordan da ver elini demiş trenle Paris’e gelmiş, Paris’te şan yüzüne gülmüş, zamanın Cumhurbaşkanı Georges Pompidou’nun ülkedeki yabancılara verdiği çalışma hakkından yararlanmış ve 53 yıldır Paris’teki ünlü moda evlerinin kıyafetlerini dikmiş, emekli olmaya karar vermiş ve bu günlerde Türkiye’ye döneceğini söylüyor.
Turist olarak gezmeye geldi moda evlerine çalışmaya başladı.Fransa’da yarım yüzyıldır yaşayan Türkler ile yaptığımız röportajlar devam ediyor. Bugün sizlere tanıtacağım kişi terzi Süleyman Güler. Burada moda evlerinde çalışmış Süleyman bey, neler yaşadığın neler hissettiğini anlattı.
Tansu Sarıtaylı- Süleyman bey Fransa’ya ne zaman geldiniz?
Süleyman Güler- 1971 yılının ekim ayında Fransa’ya geldim. İstanbul’dan bir arkadaşımla İtalya’ya ulaşmak üzere bir otobüse bindik. Balkan ülkelerini ziyaret ettik, geze geze İtalya’ya ulaştık. Bir hafta Milano’da kaldım. Milano’dan trenle Paris’e geldik o gün bugün Paris’teyim.
Tansu Sarıtaylı- Fransa’ya gelme amacınız neydi?
Süleyman Güler- Gezmek için, turist olarak geldim. Bir dostumla birlikte gelmiştim, biraz dolaşayım, işime gelirse kalırım diye düşünüyordum.
Tansu Sarıtaylı- İlk geldiğiniz zaman iş bulmak kolay oldu mu?
Süleyman Güler- İş bulmada hiçbir zaman zorlanmadım kolaylıkla iş buldum. Tabi bu mesleğimin sayesinde oldu. O zamanlar bizim meslekte iş çok ama bu işi yapabilecek kalifiyede işçi fazla yoktu. Turistken iş buldum çalıştım. 1973 yılında zamanın Cumhurbaşkanı Georges Pompidou, ülkede izinsiz çalışanlar için af çıkardı ve ben de bu aftan yararlandım, işçi statüsünü elde ettim. Zaten Cumhurbaşkanı da ihtiyaç sebebiyle bu çalışma iznini verdi.
Tansu Sarıtaylı- O zaman Paris’te çok Türk var mıydı?
Süleyman Güler- Çok Türk yoktu. Bugünkü gibi değildi ama ünlü moda evlerinde çalışan Türkler vardı. Ben geldiğimde ilk Celine diye bir mağaza için çalıştım. Ondan sonra Christian la Croix’ta çalıştım. Daha sonra Chanel ve Hermes gibi mağazalardan iş alıp evimde kurduğum atölyemde bu ünlü moda evlerinin işlerini diktim. Bu moda evleriyle çalışmalarım pandemi dönemine kadar devam etti.
Tansu Sarıtaylı- Covid-19 pandemisi (salgını) işinizi nasıl etkiledi?
Süleyman Güler- Pandemi dolayısıyla dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi iş yerlerinde çalışmalar durduruldu. Ben de o ünlü mağazalarla çalışmayı durdurdum.
Tansu Sarıtaylı- Türkiye’den geldiğiniz ilk yıllarda Fransa’da yaşama alışkanlığında zorlandınız mı? Dil, alışveriş, ev bulmak gibi konularda neler yaşadınız?
Süleyman Güler- Hiçbir zorluk çekmedim. Ortaokulda Fransızca görmüştük, dolayısıyla dili biraz biliyordum. Zaten kendi işimi rahatlıkla Fransızca konuşarak çözdüm. Zaman geçtikçe de her şeyi öğreniyorsunuz.
Tansu Sarıtaylı- Çalışma tarzınız nasıl oldu yani kendi işinizi mi kurdunuz yoksa sürekli moda evlerine mi çalıştınız?
Süleyman Güler- Kendi atölyemi kurdum. Zaten o zamanlar bir çok kişi evinin bir odasını atölye olarak kullanıyordu ben de aynı sistemi uygulayıp anlaşmalı olduğum moda evlerinden iş alıyordum.
Tansu Sarıtaylı- Peki Süleyman bey, Paris’te ilk günlerde Türkiye’deki neyin özlemini çektiniz?
Süleyman Güler- O yıllarda buraya gelenlerin, eşi dostu yok, Türk yemekleri yok, Türk lokantası yok. Arkadaşlarınızı, ailenizi ve Türk yemeklerini özlüyorsunuz. Yıllar geçse de halen de bu özlemi duyarız.
Tansu Sarıtaylı- Peki geldiğiniz yıllarda Fransızların Türklere bakışı nasıldı?
Süleyman Güler- Güzeldi, çok candan davranıyorlardı. Şimdiki duruma göre çok iyiydi. Son yıllarda artan yabancı sayısı sebebiyle rahatsızlık oluştu. Bu da aşırı milliyetçilik ve ırkçılık duygusunu besledi.
Tansu Sarıtaylı- Sizce Türklere yaklaşımı neler etkiliyor?
Süleyman Güler- Onların bize tavrı konusunda bizim Fransızlara yaklaşımımız çok önemli. İnsanlarla iyi diyalog kurmak lazım. Adam yıllardır Fransa’da yaşıyor ama ne Fransızca öğrenmiş ne de bonjour demesini biliyor. Öyle olmaması lazım. Zaten burada Fransızcayı bilenler pek sorun yaşamıyor. Ben Fransızca konuşabildiğim için hiçbir zorluk çekmedim. Fransa’da çok güzel anılarım var.
Tansu Sarıtaylı- Çok güzel anılarım var dediniz. Fransa’daki eski anılarınızdan birini anlatır mısınız?
Süleyman Güler- Rahmetli eski Paris Belediye Başkanı vardı sonradan Reisicumhur oldu. Onunla bir vesileyle tanıştım. Yani Jacques Chirac’tan bahsediyorum. O zaman genç bir belediye başkanı olarak benim oturduğum 11’nci semtteki kahveyi ziyaret etmişti. Kahvenin sahibi “Bak bu da Türk, benim arkadaşım” dedi ve beni Chirac ile tanıştırdı. Türkleri çok seven bir insandı, bana “Merhaba Türk” demişti. O anı hiç unutmam. Türkleri severdi, sıcak kanlı bir insandı.
Tansu Sarıtaylı- Şimdi Fransızların Türklere ve Türk toplumuna bakışları nasıl?
Süleyman Güler- Burada ilk önce kendimize bakmamız lazım. Yani ben Fransızlara karşı nasıl bir tavır halindeyim diye düşünmek gerekiyor. Fransızlarla diyalog kurarsan adamlar sana kötü bir şey yapmaz. Yani Fransızlara bonjour demezsen, selam vermezsen, insan yerine koymamış gibi olursun. Bu çok yanlış bir durum. Ben Fransızlarla iyi anlaşırım, bir sürü eşim dostum ve müşterim vardır. Onlarla oturur yemek yeriz. Sen Türksün diye yabancı karşıtı bir duruma hiç maruz kalmadım. Ama öyle olumsuz şeyler yaşayanlar vardır.
Tansu Sarıtaylı- Ömrünüzün çoğu Fransa’da geçmiş. Kendinizi Türk gibi mi hissediyorsunuz Fransız gibi mi? Hangi kültüre daha yakın hissediyorsunuz?
Süleyman Güler- Fransa’da yarım asrı devirmişiz. Yarı Türk diyelim yarı Fransız diyelim daha uygun olur. 53 yıl olmuş, Fransa’nın ekmeğini yemişiz, suyunu içmişiz. Ama ömrümün çoğu burada geçse de Türklüğümü hiçbir zaman bir kenara bırakmadım.
Tansu Sarıtaylı- Peki Süleyman bey, Fransa’ya geldiğiniz için memnun musunuz? Fransa’nın size ne etkilere veya ne katkıları oldu?
Süleyman Güler- Memnunum. Çok yönde gelişmeme vesile oldu. Sadece ekonomik değil her yönden olumlu etkisi var. Tabi her şeyin başında iyi çalışmak iyi diyalog kurmak lazım. Ben hep bu yönde çabaladım, bu sayede rahata kavuştum, bugüne kadar sorunsuz yaşadım.
Tansu Sarıtaylı- Süleyman bey çocuklarınız var değil mi?
Sülemyan Güler- Evet, Paris doğumlu iki çocuğum var. Oğlum 1978’li Mehmet ve kızım 1988’li Ömür. Şimdi onlar Türkiye’de yaşıyor.
Tansu Sarıtaylı- Onlar okulları bitince mi döndüler Türkiye’ye?
Süleyman Güler- Hayır onları, bir yaşındayken Türkiye’ye gönderdim. Orada aile büyüklerimiz bakıp ilgilendiler. Oğlum belediyede çalışıyor. Kızım ise ziraat mühendisliği okudu, henüz çalışmıyor.
Tansu Sarıtaylı- Peki onlar Paris’te doğmuşlar, çocuklarınız Fransız vatandaşı mı?
Süleyman Güler- Hayır değiller, Türkiye’de büyüdüler ve Fransa’ya gelmek istemediler. Türkiye’deki durumları daha iyi olduğu için belki de böyle düşünmüşlerdir.
Tansu Sarıtaylı- Peki Süleyman bey, “Fransa’ya gelmeseydim ülkemde kalsaydım daha iyi bir durumda olurdum” diye düşündünüz mü hiç?
Süleyman Güler- Öyle bir düşüncem olmadı. Yani Paris’e geldim ve düzenimi kurdum, geri dönmenin anlamı yoktu. Belki hiç gelmeseydim daha iyi olabilirdi ama her şeyin başı çalışmak, çalışmak gerekiyor. Ben Fransa’ya geldim geleli hap çalıştım, emekliliğimi alana kadar hiç durmadım.
Tansu Sarıtaylı- Süleyman bey, Türkiye’de de emekli misiniz?
Süleyman Güler- Hayır Türkiye’de emekli değilim. Türkiye’de bizim zamanımızda böyle sigorta falan pek yoktu. Para ödeyip emekli olmayı düşünmedim, zaten Fransa’dan emekli olacağımı biliyordum bundan dolayı para verip emekli olmaya uğraşmadım.
Tansu Sarıtaylı- Şimdi Türkiye’ye dönmeyi düşünüyormuşsunuz. Fransa’dan alacağınız emekli paranız Türkiye’ye gelecek artık değil mi?
Süleyman Güler- Kesin olarak Türkiye’ye dönüyorum. Fakat her an dostlarımı görmek için Paris’e gelebilirim. Zaten onlara ‘ziyarete gelirim’ diye söz verdim.
Tansu Sarıtaylı- Türkiye’de mi dostlarınız daha fazla Fransa’da mı?
Süleyman Güler- Fransa’daki dostlarım daha çok. Paris’te yaşıyorum, haliyle Türkiye’deki dostlarım azaldı. Çoğu kişiyi pek tanımıyorum. Eskiden tanıyanlar hatırlar, ancak genç nesil nereden bilsin, tanısın?
Tansu Sarıtaylı- Şu anda eskisi gibi moda evlerinde çalışan Türkler var mı?
Süleyman Güler- Var. Memleketten bir arkadaşım bile var, şu anda Cristiyan La Croix’da çalışıyor. Emekli oldu ama devam ediyor. Firma da onu bırakmak istemiyor, o da çalışıyor.
Tansu Sarıtaylı- Süleyman bey zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Benim unuttuğum, sizin eklemek istediğiniz bir olabilir. Fransa’daki Türklere bir mesajınız var mı?
Süleyman Güler- Rahat etmek isterlerse iyi çalışsınlar, dil öğrensinler, diyalog kursunlar. Bu şekilde huzurlu olurlar. Size de başarılarınızın devamını diliyorum.