Paris’te genç tiyatrocu Türk kızı, kendi yazıp oynadığı tek kişilik oyununu kapalı gişe oynuyor. Paris’te doğup büyüyen Türk kızı Nil Bosca, 3 yıl evvel yazıp oynama hazırlığı yaptığı günlerde Covid-19 salgını dolayısıyla ertelediği oyununu oynamaya başladı.
Başkent Paris’in banliyösü Süresnes’deki tarihi 250 kişilik Le théâtre de Suresnes Jean-Vilar salonunda kapalı gişe oynadı. Genç tiyatrocu Nil Bosca’nın oyununu izlemeye gelenler arasında Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Ali Onaner, Türkiye Cumhuriyeti Paris Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Şevket Tüfekçi, Uluslararsı Organizatör Erkan Özerman, Sinema ve dizi film oyuncusu, fotomodel, manken, şarkıcı. Güngör Bayrak vardı.
Oyunun konusu bir çoğumuza yabancı değil, gurbette yaşayan bir çok ailenin, çocuklarıyla arasındaki ilişkiyi konu alan genç oyuncu, babasının nasihatları ile kendi düşünceleri arasına sıkışmış bir halde içinde bulunduğu durumdan nasıl çıkacağının mücadelesini veriyor.
Türkiye’den Üniversite eğitimi için Paris’e gelen ve burada hayatını bir Fransız kızla birleştirip belirli bir süre sonra okulunu bırakıp ticarete atılıp başarıyı yakalamış bir babanın iki çocuğundan biri Nil Bosca. Hiperaktif bir yapıya sahip olması ve babası kızının başarılı biri olması için devamlı kızına nasihat ve tavsiyelerde bulunması, bilhassa meslek konusunda, Fransa’da doğmuş ve anne kültürü almış olmasına rağmen, babanın kendi kültürünü dışlamama istemi, Ama en önemlisi de başarılı biri olması için tavsiyelerini oyuna yansıtıyor.
Yalnız meslek konusunda babanın tavsiyesi dışında okuldaki durumuna göre, öğretmenlerin tavsiye ve nasihatları karşısında tam bir bocalama dönemine giren genç oyuncu, babasının niçin bu kadar bu işin üzerinde durmasından yola çıkarak, bir de babasının kendisine vermiş olduğu Türkçe ismin de etkisiyle araştırma merakı, Anne tarafını az çok biliyor, Ama baba tarafını onun aile yapısı geldiği yer, babasının sık sık kendisinedn başarı beklemesi başarılı biri olması için devamlı nasihat etmeside faklı bir gerçeki ortaya koyuyor oyunda.
Gelecek için meslek seçimi yerine, genç oyuncu Türkiye’deki babasının aile yapısını ve aile bağlarını araştırmaya karar veriyor. Babası, işte benim ailem, ben, anne sen ve kardeşin diyor. Hayır olamaz diyor ve araştırmaya karar veriyor ve İstanbul ! Ne alaka diyor, Suriye sınırına komşu Hatay Kırıkhan, Memleket orası, sonra İstanbul ile bağları Paris ve araştırmalar, Türkiye’ye gidiyor, Kırıkhan’da akrabaları buluyor, ananevi geleneklerini görüyor, çok geniş bir geçmişi olan bir aile yapısıyla karşılaşıyor.
Ama baba işte bizim ailemiz diyor ve 4 kişilik bir aile koyuyor ortaya ! .Baba soyad değişikliğine gidiyor, nedeni belli, Fransızca telefuz ederken soyisim garip bir hal aldığı için, ailesinin sülale ünvanını alıp soy isim olarak kullanıyor. Genç tiyatrocu Nil’i bunların hepsi araştırmaya yöneltiriyor, Zaman zaman babasının Türkiye özlemlerini gidermeye çalıştığı şarkı ve türküleri anımsıyor.
Ama daha çok özgürlüğünü, meslek seçimindeki oyunculuk karekteri ağır basıyor. Tek kişilik oynadığı oyunu izleyenlerin çoğunluğu genç tiyatrocu Türk kızını ayakta alkışladılar. Nil Bosca, yazıp oynadığı oyunda, gurbette yaşayan bir çok kişi kesin kendinden mutlaka bir şeyler değil çok şeyler buluyor. Nil Bosca’nın yazıp oynadığı kendi aile yaşantısı oyunundan