LALE KÜLTÜR & EĞİTİM MERKEZİ’NİN ÇALIŞMALARINI BAŞKAN YASİN ÖKTEM ANLATTI

53
4 Mayıs 2025 tarihinde Tansu Sarıtaylı tarafından eklendi

Başkent Paris’in banliyösü Garges-lès-Gonesse’de, 600 üyesi bulunan bir Türk derneği yer alıyor. Fransa’da kurulmuş derneklerden biri olan Lale Eğitim ve Kültür Merkezi’nin aktivitelerini, Türk İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Yasin Öktem anlattı.

Fransa’daki Türk dernek başkanlarıyla röportajlara devam ediyoruz. Bugün de Türk İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Lale Eğitim ve Kültür Merkezi Başkanı Yasin Öktem beyle birlikteyiz. Kendileri bize derneğin çalışmaları hakkında bilgiler verecekler.

Tansu Sarıtaylı- Yasin bey, kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Yasin Öktem- Öncelikle hoş geldiniz Tansu bey. Babam Paris’te işçiydi, ben de Sivas’tan 1992 yılında geldim. Buraya geldiğimizde eğitim eğitim derken koleji lise sonda bıraktım ev iş hayatına atıldım. Biz dört kardeşiz. Dördümüz de aynı yerde çalışıyoruz. İşyerimiz aynı. Evlerimiz ayrı ama kazançlarımız bir. Benim dört çocuğum var. Şu anda çocuklar da bu işte. Yani benim çocuklarım, kardeşlerimin çocukları bizimle beraber çalışıyorlar. Hem inşaat şirketimiz var, aynı zamanda elektrik üzerine bu elektrikli araçlar için şarj istasyonlarının kurulumunu yapıyorlar. Aynı zamanda şirketlerin dışında kişilerin ev ve iş yerlerine de aynı elektrikle çalışan araçların sistemini kuruyorlar. ihtiyacı olanlar çağırınca işyerlerine veya evlerine gidiyorlar.

Tansu Sarıtaylı- Peki Yasin bey, dernek işlerine ne zaman başladınız?

Yasin Öktem- Dernek yönetiminde 2006 yılından bu yana görevdeyim. Ancak, dernek yönetimine alt kademeden girdim, zamanla yükseldim. Yükseldik derken, ne hizmet verildiyse oraları yaptık. 2010 yılında dernek başkan yardımcılığını yaptım. 2018’de beni derneğe başkan olarak seçtiler. İnşallah Allah’ım utandırmaz bu şekilde.

Tansu Sarıtaylı- Gerçi sizden evvel de buranın başkanları olmuş. Peki dernek kurma projesi nereden çıkmış?

Yasin Öktem- Tabii biliyorsunuz bizim babalarımız buralara geldiklerinde öncelik bir ibadet yeri arayışı içine giriyorlar. O ihtiyaç sebebiyle topluluk halinde bu derneği kuruyorlar. Derneğin ilk başkanı Mehmet Konuk, 6-7 kadar görev yapıyor. Ondan sonra Şuayip Aygün başkan olarak başlıyor, ardından görevi Selahattin Çınarcı’ya bırakıyor ve Çınarcı 10 sene devam ediyor. Ondan sonra 2002 yılında Canip Akburak’la birlikte 2018’e kadar devam ettik. 2018’den sonra da ben başkan seçilip görevi devraldım.

Tansu Sarıtaylı- Derneğin çalışmaları içerisinde eğitim var, kültür var, çeşitli etkinlikler var. Bunlar arasında ağırlığı hangisine veriyorsunuz?

Yasin Öktem- Şimdi eğitim, kültür. Biz geleneğimizi, örfümüzü, adetimizi yaşatmak istiyoruz. Özellikle gençlere çok önem veriyoruz. Çünkü gelecekteki emanet edeceğimiz bu yeri gençler yönetecek. Onların bilinçli bireyler olarak yetişmelerine, eğitimlerine önem veriyoruz. Çarşamba günleri burada Fransa’da ilkokullar kapalı oluyor. Tüm gün çocuklarımıza burada ders veriyoruz. 12 tane eğitimcimiz var. Bunun ikisi Türkçe. Diğerleri de dini bilgiler dersi veriyorlar.

Bunun dışında hafta sonu yine çocuklarımız geliyor. Fransız okulları tatil olduğunda Fransa’da ortalama 45 günde bir tatil oluyor. Biz bir hafta boyunca, çocuklarımızı iki gruba ayırıp tam gün ders veriyoruz. Diğer bir haftayı da çocuklar kendilerine ayırıyorlar. Hem dinlenip hem eğleniyorlar. Onun haricinde bizim burada saz kurslarımız var. Folklor kursları var. Edeb ve ahlak kuralı gibi derslere yardımcı olan gençlerimiz var. Hem öğretiyorlar hem kendileri öğreniyor. O da bir artı bizim için.

Bizim etkinliklerimiz arasında festival düzenlemek de var, bunu senede iki defa yapıyoruz. Niye diye soracak olursanız, buradaki halkımızı, gençlerimizi birbirine kaynaştırma amacıyla aynı zamanda derneğe bir gelir olsun diye yapıyoruz. Çünkü derneğin başka bir geliri yok. 600’ün üzerinde üyemiz var. Bunların tabi hepsi düzenli ödeme yapmıyor. Bu derneğin düzenli aidat ödeyen yaklaşık 200-250 civarında aktif üyesi var.
Tabii ki gönlümüzden çok şeyler yapmak istiyoruz ama işte zamanımız yetmiyor. Bir de gönüllü olduğumuz için gönüllü insanları da burada zorluyoruz.

Tansu Sarıtaylı- Özellikle gençlere yönelik faaliyetlere ağırlık veriyorsunuz. Peki gençlerin bu kültürel faaliyetlere ve derneğe ilgisi nasıl?

Yasin Öktem- Gençler biraz uzak. Niçin uzak? Çünkü onlar da kendi geleceğini kurmak istiyor. Derneğe gelse burada kapanmış olacak, kendi işini kuramayacak veya işinde başarılı olamayacak. Biraz uzak duruyor. O da bizi biraz üzüyor ama inşallah çok iyi olacak. Geleceği aydınlık görüyorum, önümüz açık. Çünkü seneler önce bunların hiçbiri yoktu. Bugün mesela biz burasını yani bulunduğumuz binayı 2012’de aldık, burası 3 bin 500 metrekare üzerine inşa edildi. Tabii bunun 700 veya 800 metrekaresi eğitim için. Diğer 900 metrekare alanda dini ibadetlerimiz oluyor, cami olarak kullanıyoruz, namazlarımızı kılıyoruz.

Tansu Sarıtaylı- Yeni bir yer daha almışsınız? Orası için projeniz nedir?

Yasin Öktem- Evet yan tarafta yeni bir yer daha aldık, 1500 metrekare. Eğer düşündüğümüz projemiz inşaallah tutar, bunu da bir iki sene içerisinde yapmayı düşünüyoruz. Aynı zamanda şu anki mevcut olan binada, özel ilkokul projemiz var. Bunun dosyası belediyeye verildi ve arayış içindeyiz.

Tansu Sarıtaylı- Ne arayışı dediniz, ne için?

Yasin Öktem- Müdür arayışı içindeyiz. Müdürü bulduktan sonra inşallah 1. sınıftan başlar ilk sene bunu 5 ilkokula kadar yaparız. Ondan sonra ilkokulu bitirdikten sonra tabii ki çocuklarımızı biz boş bırakmak da istemiyoruz. Kolej lazım olacak, 1500 metrekarelik alanı da onun için aldık. Oraya da özel bir okul, kolej yapıp devam etmek istiyoruz. Ondan sonra tabii burada kalmayacağız. Bu sefer de lise ihtiyacımız olacak. İnşallah buralarda bir yer bulursak veyahut da o 1500 metrekare olan binanın içinde bir yere sığdırabilirsek orada devam edeceğiz.

Tansu Sarıtaylı- Peki bulunduğunuz yerin belediyesiyle ilişkileriniz nasıl?

Yasin Öktem- Belediye ile ilişkimiz önceden fazla iyi değildi pek iletişimimiz yoktu. Ancak son dönem belediye başkanı tanıyorum. Onun çocukluğunu biliyorum. Çünkü daha önce de belediyedeydi zaten. Belediyenin alt kademesinden geldi ve şu anda belediye başkanı. Kendisiyle ilişkimiz gayet iyi. Buranın belediye meclis üyesi olarak seçilmiş dört tane Türk var. Artı iki tane de muhalefet kanadından var. Yani toplam 6 Türk ile çalışıyoruz. İnşallah bunun devamı gelir, yönetimde çoğalırız.

Tansu Sarıtaylı- Belediye meclislerindeki Türk politikacılardan bahsediyorsunuz. Peki bu konu açılmışken, Türk toplumunun politikadaki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yasin Öktem- Bizdeki, buradaki Türklerin sıkıntısı şu: Politikaya girmekte geç kaldık. Bizler yeni yeni politikaya atılıyoruz. Keşke bunu daha önce yapmış olsaydık. Birçok gencimiz, Fransız vatandaşı olmasına rağmen gidip oy kullanmıyor.

Biz bunları devamlı anlatıyoruz, gidin oyunuzu kullanın diyoruz. Gidin oyunuzu kullanın. Seçimle, seçime girenlerle ilgili hiçbir fikrin yoksa, git beyaz oy ver, yani tarafsız olarak git. İmzanı at, oy kullan yeter ki. Vatandaşlık görevini yerine getir. Kendini göster. Burada var olduğunu, oy hakkın olduğunu göster. Biliyorsunuz burada bir oy çok şey yapar. Politikacının da istediği bu. Neden korkar? Koltuğunu kaybetmekten. Onun için burada yerel yönetimde sözümüz çıksın. Çıkacak inşallah. Bu bir başlangıç. Bundan sonra hedefimiz büyük belediye başkanı bir Türk. Neden olmasın? İnşallah o da olacak. Zaten Fransa’da benim bildiğim Türk kökenli seçilmiş 3 belediye başkanı var.

Tansu Sarıtaylı- Kültür ve eğitim dedik haliyle sizin bir hayli gideriniz, masraflarınız oluyor. Gerek belediyeden, gerek Fransız devletinden veyahut da Türk devletinden maddi ve manevi katkı alıyor musunuz?

Yasin Öktem- Tabi bu dernekler maddi imkanlarla faaliyetlerini sürdürebiliyor. Maddiyatsız bir şey olmuyor. Sübvansiyon demek istediniz yardım olarak. Belediyeden bu tür aktiviteler için doğrusu hiç başvuruda bulunmadık, istemedik. Ama şu var da Fransa’da ilk defa yapılıyor. Biz 2 ve 3 senedir Ramazan ayına bir hafta kala belediyeyle ortaklaşa ‘Ramazan Çadırı’ diye bir etkinlik yapıyoruz. O etkinliğin giderini belediye karşılıyor, bize veriyor. Türkiye Cumhuriyeti devletine gelince şöyle açıklayayım, daha önceleri Türkiye’den imamlar geliyordu, dolayısıyla bizim buradan maaş ödeme durumu yoktu. Şimdi tersine döndü. Böylesi bence daha iyi. Çünkü gelen imamı sen kendin çalıştırıyorsun. DİTİB (Fransa Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) ile istişare ederek bunun maaşını sen veriyorsun. Tabii bu konuda DİTİB’den de yardım geliyor.

Tansu Sarıtaylı- Proje üretirken derneği yönetmek için tabii yeni projeler ilave ediyorsunuzdur. Bu durumda hangi kurumları örnek alıyorsunuz?

Yasin Öktem- Şimdi örnek olarak tabii bakıyoruz çevremize. Mutlaka bakmamız lazım. Bazı kuruluşlardan ilham aldığımız oluyor. Karar alırken ben tek başıma almıyorum, bizim bir yönetim kurulumuz var, onlarla birçok defa istişare ettikten sonra karara varıyoruz. Olumlu veya olumsuz, kararı o şekilde alıyoruz.

Tansu Sarıtaylı- Yönetim kurulu dediniz kaç kişiden oluşuyor yönetim kurulunuz?

Yasin Öktem- Şimdi bizim yönetim kurulu biraz geniş. Çünkü bizim üç tane derneğimiz var. Bu 3 dernek, biri dini dernek biliyorsunuz Fransızların. Bize seçenek olarak sundukları bir kültürel derneğimiz var. Bir de eğitim derneğimiz var. İşte Lale Eğitim ve Kültür Merkezi, eğitime bakar, Selimiye Camii dediğimiz dini tarafına bakar. Türk İşçiler ve Dayanışma Derneğimiz de kültürel tarafına bakar. Bunların toplamında 21 tane yöneticimiz var. Lale için de olsa Selimiye için de olsa diğer dernek için de olsa hepsiyle oturup istişare ediyoruz. Yani bunun içinde kadın kolları var, gençlik kolları var. Ana kadro var.

Tansu Sarıtaylı- Peki bugüne kadar hedefinizde olup da yapamadığınız projeniz oldu mu?

Yasin Öktem- Çok geç kalınmış bir şey var, inşallah ona doğru da gidiyoruz. Eğer buradaki özel okul, ilkokul hayata geçerse işte kolej, lise gibi bir sistem düşünüyoruz. Bizim okulumuza gelecek olan çocukları servis arabasıyla evlerinden veya mahalleden alıp getirip buraya bırakıp burada eğitimlerini bitirdikten sonra tekrar evlerine götürmek gibi bir düşüncemiz var. Çünkü birçok aile çalışıyor. Anne çalışıyor, baba çalışıyor. Çocuklarını getiremedikleri için eğitimden yoksun kalıyorlar. Fransız ilkokullarında veyahut da lise kolejde bugün fazla bir eğitim alamıyoruz. Alamıyor çocuklarımız. Onun için birçok dernek bu projeye de sıcak bakıyor. Ama bunu gerçekleştirmek için vakit geçiyor bu da yönetim olarak bizi üzüyor.

Tansu Sarıtaylı- Yasin bey, derneğin 600 üyesi var dediniz. Ortalama olarak bu bölgede ne kadar Türk ailesi yaşıyor?

Yasin Öktem- Derneğin çevresinde, biliyorsunuz bizim çevre biraz geniş, Sarcelles var. Stan-Saint-Denis var. Villiers-le-Bel var. Pierrefitte var ve bizim burası Garges-lès-Gonesse. 15-20 bin Türk aile rahatlıkla var. Aynı zamanda burada biliyorsunuz, biz yalnız değiliz. Keldani toplumu var. Onlar yoğun. Onları da sayarsak 40-50 bin aileyi bulur. Çünkü onlar bu bölgelerde oldukça yoğun olarak yerleşikler.

Tansu Sarıtaylı- Peki gençlerin eğitim durumları nasıl?

Yasin Öktem- Şimdi ben şöyle diyeyim, 1982’de ben buraya geldim. Babam bize devamlı şunu söylerdi: “Gençler okuyacak, okuyacağız dediğimiz zaman var mı bir tane örnek. Hadi göster” derdi. Çevremize bakardık öyle bir şey yoktu. Tabi o zaman büyüklerimiz 1960’ların sonunda Fransa’ya gelip 1970’lerin başında buraya yerleşip ve 3-5 sene çalışıp tarla traktör affedersiniz öküz parasını kazandıktan sonra dönmek niyetindeymiş. Öyle olmadı. 1990’larda işler tersine döndü, kalıcı oldular. Çocuklar artık burada işbaşı yapmış, evlenmiş durumdaydı. Bunu gören aileler, yatırımı Türkiye’ye değil buradaki çocuklarına yapmaya başladı. Şimdi çocukların birçoğu üniversite mezunu. Doktorumuz da var avukatımız da. İnşallah bu daha da gelişecek.

Tansu Sarıtaylı- Yasin bey, Türk toplumunu tanıyorsunuz. Özellikle gençler olmak üzere Fransa’daki Türk toplumunun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Yasin Öktem- Türk toplumu, gençler özellikle buradaki diğer toplumlara bakarsak onlara nazaran çok iyiyiz. Özellikle şöyle diyeyim. Eğer bir genç dernekte yetiştiyse, dernek çevresindeyse, mutlaka o bir sıçrama yapıyor. Ama toplumdan koparsa maalesef ona da üzülüyoruz. Bundan dolayı gençleri buraya çekmeye çalışıyoruz. Bizim çektiklerimizde sorun yok ama çekemediğimiz gençler de var. Yani tabii ki geliyorlar. Öncelikle ibadetini yapan ibadetini yapıyor, camiye giriyor veya spor tercihi spor yapmaksa spor salonumuz var oraya gidiyor.
Ayrıca kışın soğuk havalarda Paris merkezinde evsizler için bir faaliyetimiz var, gençler onlara sıcak çorba, sıcak yiyecek ikramında bulunuyor. Burada amaç gençlerimizin hep birlikte yardımlaşma kültürünü öğrenmeleri, kendileri de yardımlaşmak için gayret sarf ediyor. Kültürel gezilerimiz oluyor, Almanya’ya gittik, yine gençlerimizi umreye gönderdik. Belçika gezisi oldu. Sırada İspanya gezisi var. Fırsat buldukça bir yerlere gidiyorlar. İşte müzeler, tiyatro falan. Bu şekilde gençlerimizi de elde tutmaya çalışıyoruz.

Tansu Sarıtaylı- Saz kurslarımız da var dediniz değil mi?

Yasin Öktem- Evet saz kursumuz var. Haftada bir defa bir öğrenci en az 1-2 saat saz kursu alıyor. Folklor da var. Gençlerimizi kültürümüzün içinde tutmaya çalışıyoruz.
Bizden önceki büyüklerimiz, kırsal kesimden gelmiş sürekli çalışmış. Birçok şeyi görmemişler, yaşamamışlar. Ben görmedim çocuklarım görsün, ben yemedim sen ye diye bir hissiyata sahip. Geçen bir amca geldi, torundan şikayetçi, hocaya şikayet ediyor. Bana da geldi. Dedim bu sizin eseriniz. “Niye bizim eserimiz?” diye sordu. “Siz çocuklarınıza, ben yemedim sen ye, ben binemedim sen lüks arabaya bin dediniz. Bunun gibi çok, işin ucu kaçtı, o bazı çocukları tepemize çıkardınız . Şimdi indirmesi kolay değil, kusura bakmayın” dedim. Bu şekil yapmayalım.

Tansu Sarıtaylı- Nasıl yapmalı peki?

Yasin Öktem- Büyüklerimiz o şartlara göre davrandılar. Ama, gençler ve bizden sonrakiler de bu kültürün bir parçasıyız. Bu memleketteyiz. Burası ikinci vatanımız. Biz artık burada kalıcıyız. Türkiye vatanımız ama burası da ikinci vatanımız bunu unutmayalım.

Tansu Sarıtaylı- Yasin bey, bana ayırdığınız zaman için çok teşekkür ederim. Benim sorduğum soruları eksiksiz cevapladınız. Sormayı unuttuğum ama sizin söylemek istediğiniz herhangi bir şey varsa buyurun dinlemek isterim.

Yasin Öktem- Özellikle geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Konuştuk. Daha çok şey var ama inşallah bir dahaki sefere. İnşallah bahsettiğim projelerimizi bir an önce gerçekleştiririz. Toplumumuza faydalı olmak istiyoruz. İnşallah bunları bitirdikten sonra yine konuşuruz. Teşekkür ediyorum.

Kategori Tag

Yorumunuzu Ekleyin

E-mail adresiniz yayınlanmayacak.